Güçlenir, inadına büyür aşk!
Çember genişledikçe ötekilerle çatışmalarda çeşitleniverir, sonra yine biz-bize yeteriz, herkese karşı birlikte elele veririz modu aktif olur.
Ardından ilk yetişkinlik denemeleri, bir an önce büyüme arzusunu içinde koyacak yer bulamama, belki erkenden gelen evlilik, belki birlikte yaşama ya da baskılı gelecek yönelimleri…
Bu arada gelen ikinci kırılma , dışa açıldıkça kendi ilişkimizi ötekilerin ilişkilerine göre ölçme biçme dönemi, olursa bir kopuş…
Olmazsa ilişki kök salmaya devam…
Dönüp dönüp bir anne, bir baba, bir öteki bir beriki olmalar; geçmiş çatışmaları temize çekme aşkına , aşka , aşkınıza ait olmayanları bulaştırma süreci başlar.
Kendini ötekinin aynasından görme, tanıma, tamamlama…
Yarası yarasına denk gelenle olma ve kendinle karşılaşma!
İşte tam da bu süreçte içimizden büyümeyen ilgi, şefkat ve doyum arayan küçük bir çocuk; keyif, kimlik ve değer peşinden giden bir ergen ya da erkenden büyümek zorunda kalmış, yorgun bir yetişkin çıkıverir.
Hikayenin bozulduğunu düşünür karşımızdakinin neden hep bildiğimiz gibi, bize ait olduğu gibi hep olduğu gibi davranan adam olmadığına takılırız. Sen değiştin en çok dökülüverendir.
Değişen yalnızca koşullardır, birbirimize yıllardır baktığımız 30 derecelik açı değişmiştir, şimdi 360 derecelik turun tam zamanıdır. Birbirimizin içindeki tanımadığımız diğerlerini tanımanın tam sırasıdır, alışkanlıkların verdiği güveni bir yana koyup, ritüellerin sağladığı gücü unutup yeniden birbirimizi tanımanın.
Değişim, dönüşümdür.
Uzun ilişkilerde büyük kırılmalar olabilir çünkü içinde çok fazla döngü vardır. Korkmadan 360 turuna birlikte çıkmak için dönüşüme kendinizi açın.
Durumu kişiselleştirmeyin. Bunu bana bunu bize yapmamalıydın demeyin.
O hala aynı, sadece dinamik.
Şimdi birlikte akış zamanı.
Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!